4 Nisan 2012 Çarşamba

OKUL ÖNCESİNDE ÇOCUĞUN BESLENMESİ



Toplumların sağlıklı gelecekleri için temel, sağlıklı yetişmiş çocuklardır. Çocukların sağlığı ve sağlıklı yetişkinler olabilmesi, anne karnından başlayarak sağlıklı bir ortamda büyümelerine bağlıdır. Okul öncesi dönem yaşamın en duyarlı dönemlerinden biridir. Bu dönemde içinde bulunulan çevre, alınan uyarılar, çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal yönden büyüme ve gelişiminde çok etkin rol oynar. Yeterli ve dengeli beslenme doğumdan ölüme kadar insan yaşamı boyunca yalnız fizyolojik gereksinimin giderilmesi için değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik gereksinimlerin giderilmesinde de önemli bir yer tutar. Araştırmalar yetersiz ve dengesiz beslenmiş çocukların hem fiziksel hem de mental yönden geri olduklarını, sevgisiz ve ilgisiz yetiştirilen çocukların yeterli beslenseler dahi mental yönden geri olduklarını ortaya koymuştur. Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek de önemlidir. Küçüklüklerinde doğru alışkanlıklar edinememiş bireylerin yetişkinlik dönemlerinde bu alışkanlıklarından kurtulmaları çok zor olmaktadır.

OKUL ÖNCESİNDE BİLMECELER

Çocukların yuvası,
Bilgi doludur orası. (Okul)

Kitaplardan bilgiyi öğrenir,
Sınıftaki çocuklara öğretir. ( Öğretmen)

Bir kapaklı,
Çok yapraklı,
İçinde bilgi saklı (Kitap)

Karnı şişik,
Kafaya yapışık  (Burun)

Benim iki pencerem var,
Etrafı etten duvar,
Hergün erkenden açarım,
Gece olunca kaparım. (gözler)

Etten kantar,
Altın tartar. (kulak)

Yarım kaşık,
Duvara yapışık.(kulak)

Ben giderim o gider,
İçimde tık tık eder. (kalp)

Hiç durmadan çalışır,
Durursa ortalık karışır. (Kalp)

İki kapağı açarım,
Lokmaları atarım,
Çiğner çiğner yutarım. (Ağız)

Altı mermer, üstü mermer,
İçinde bülbül öter. (ağız)

Tuğladan yapısı,
Çamdandır kapısı (ev)

Kat kat sefer tası,
İçinde insan sesi. (Apartman)

Minicik doğar,
Anne sütüyle doyar.(Bebek)

Çatıdan göğe bakar,
Etrafa duman saçar. (Baca)
Kirlenirsem sokakta,
Yıkanırım orada,
Mikroplardan hiç korkmam,
Bırakırım burada,
Suyla, sabun çok boldur,
Burada olmak ne hoştur. (Banyo)

Annem en çok zamanı,
Hep burada geçirir,
En lezzetli yemekleri,
Bizim için pişirir,
Haydi bilin bakalım,
Burası neresidir? (Mutfak)

Düşmanı kovdu,
Cumhuriyeti kurdu. (Atatürk)

Mavi göklerden indim,
Al atlaslar giyindim,
Küçük olsanız bile
Sizlerde var umudum. (Bayrak)

Erkekler gider,
Geceleri nöbet bekler. (Asker)

Depremde, yangında,
Hemen koşar yardıma,
İlaç, çadır, yemek verir,
Muhtaçları sevindirir. (Kızılay)

Deprem felaketinde,
Kızılay’ca kurulur,
Evsiz barksız insanlar,
Sokakta kalmaktan kurtulur. (Çadır)

3 Nisan 2012 Salı

OKUL ÖNCESİNDE SINIF DÜZENİ

Okul Öncesi Eğitimde sınıf düzenlemesi, eğitimin kalitesini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. İyi yapılmış bir sınıf düzenlemesi öğretmenin verdiği eğitimi destekleyip, çocukların kendilerini sınıfa ait hissetmesini ve sınıfta bağımsız hareket edebilmelerini sağladığı gibi yeterince düşünülerek yapılmamış bir sınıf düzenlemesi sınıfta kargaşa yaşanmasına, öğretmenin daha fazla yorulmasına ve çocukların da sürekli öğretmene bağımlı olmasına neden olacaktır. Sınıf ortamındaki duvardan ışıklandırmaya, mobilyadan eğitsel malzemelere ve oyuncaklara  kadar herşey sınıfta bulunan bireyleri (çocuklar ve öğretmenler) ve öğrenmeyi etkiler.  Sınıfın aydınlık, uygun sıcaklıkta olması eğitim için elverişli bir ortam yaratır. Mobilyaların düzenlenmesi, sınıftaki alanın kullanımıyla ilgili bilgi verir ve öğretmenin sınıfta yaptığı gözlemi kolaylaştırır ya da zorlaştırır. İyi düzenlenmiş bir sınıf ortamı çocukların oyununun gelişmesini, bağımsızlıklarını, sosyalleşmelerini ve karşılaştıkları problemleri çözmelerini teşvik eder.  Bu nedenlerle, sınıf düzenlemesi yaparken bazı temel noktaları gözönüne almak önemlidir


http://www.7cokgec.org/sinif_duzenlemesi.php

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DİLİN ÖNEMİ

Dil, insana özgü ve güçlü bir iletişim aracı olup toplumsallaşmış semboller kümesidir. Dil gelişimi ise, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasının gelişimidir.

Dilin kendine özgü kuralları ve bu kurallar çerçevesinde gelişen bir sistemi vardır. Chomsky, dili, ses, sıra ve anlam öğelerinden oluşan organize edilmiş bir sistem olarak görmektedir. Dil gibi karmaşık bir sistemin gelişiminde çeşitli görüşler öne sürülmektedir. Bunlardan bir kısmı dil gelişiminde kalıtımın, diğerleri de çevresel etkenlerin daha etkili olduğunu savunmaktadır. Chomsky, çocuğun kendine göre gramer yapısı geliştirmesini kazanılmış, yani kalıtımsal olarak getirdiği mekanizma ile açıklamaktadır. Lenneberg de Chomsky'nin dil öğrenmedeki çalışmalarını destekleyici incelemeler yapmış, organizmanın, dil öğrenmek için biyolojik olarak daha önceden programlandığını söylemiştir. Piaget ise çocuğun duyu-hareket yoluyla düşüncelerinin geliştiği ve gelişen bu düşüncelerin konuşmalarında yansıdığı kanısındadır. Piaget'ye göre, bu durumda dil gelişiminde en önemli faktör düşüncenin gelişimidir.


Bu yaklaşıma göre, çocuğun di! gelişimi daha çok onun çevresine bağlıdır. Aile üyelerinin ve diğer yetişkinlerin tavırları, çocuğun duygusal, sosyal ilişkilerindeki olaylar, dil gelişimini şekillendirir.

Annenin ve diğer aile üyelerinin çocukla konuşurken aksanları, kelimeleri sıralayışı, taklit etmeye hazır olan çocuğu etkiler. Çünkü çocuk duyduğu sesi duyduğu sıraya göre seslendirme eğilimindedir. Ayrıca konuşmalardaki tekrarlar, annenin yüz ifadesi ya da cümleyi açarak yapacağı tekrarlar dili öğrenmeyi sağlar. Yetişkinlerin çocukça konuşmaları ise dil öğrenmede engelleyici bir tutumdur.

Çocuğun dil gelişiminde hem insan beyninin biyolojik yapısı, düşünme sisteminin gelişimi, hem de çocuğun içinde bulunduğu çevre ve kültür etkilidir. Aynı zamanda, dil gelişimi de çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir. Toplumsallaşmada dilin önemli bir yeri olduğu gibi, kavram gelişimi, düşünme, ilişki kurma, problem çözme gibi bilişsel gelişim alanlarında da etkilidir. Dil gelişimi diğer gelişim alanlarıyla karşılıklı etkileşim içindedir ve birlikte ilerleme sağlamaktadır.



http://www.kadimdostlar.com/

OKUL ÖNCESİNDE AİLENİN ROLÜ

Çocukların büyümesinde, gelişmesinde ve eğitilmesinde en büyük sorumluluğu aileler üstlenir. Bu sorumluluğu belli dönemlerde bazı kişi ve kurumlar ile paylaşırlar. Çocuklarını okula gönderdiklerinde, bu sorumluluğu eğitim kurumları ile paylaşırlar.
Çocuklara sunulan öğrenme ortamları ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun aileler tarafından desteklenmediği sürece istenildiği ölçüde etkili olmamaktadır. Aile ve okul, çocuğu aynı doğrultuda ve aynı zamanda desteklediklerinde gelişimleri çok daha sağlıklı olur.
Aile katılımı; anne-babaların eğitim kurumuna devam eden çocuklarının gelişimlerine ve eğitimlerine katkıda bulunmaları için organize edilmiş etkinliklerin bütünüdür. Bu etkinliklerin tümü, velinin çocuğunun eğitimi ve gelişimindeki rolüne destek olmayı amaçlar. Okulda verilen eğitimin evde, evde verilen eğitimin okulda desteklenmesi, bir devamlılığın söz konusu olması ve bu sayede hem okulda hem de evde çocuğun istendik davranış değişikliklerine güvenli ve kontrollü bir biçimde ulaşması ana amaçtır.

Eğitimde bütünlüğü ve devamlılığı sağlamak aile katılımı ile mümkün olacaktır. Aile katılımını destekleyen programlarda yetişen çocukların gelişimindeki olumlu etkilerin, kalıcı olduğu araştırmalar tarafından ortaya koyulmuştur.
http://www.7cokgec.org/aile_katilimi_onemi.php

28 Mart 2012 Çarşamba

OYUN ETKİNLİĞİ


Belli bir amaca yönelik olan veya olmayan, kurallı ya da kuralsız olarak gerçekleştirilebilen, her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dilsel, duygusal ve sosyal gelişimin temeli olan, gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için EN ETKİN ÖĞRENME SÜRECİ şeklinde tanımlanır.

Oyun, her yaşta insanın hayatında önemli yeri olan bir etkinliktir. Yetişkin için, eğlenme, dinlenme, boş zaman etkinliği gibi anlamlar ifade eden oyun, çocuk için, içinde yaşadığı dünyayı, çevresindeki insanları tanıma ve anlama aracıdır. Bu nedenle boş zaman etkinliği değil, çocuğun zamanının büyük bir bölümünü alan, ciddi bir uğraş olarak nitelendirilmektedir.

MÜZİK ETKİNLİĞİ


Okul öncesi eğitimde müziğin önemini ve yerini kavrayan, okul öncesi eğitim kurumlarında kullanılan müzik türlerini tanıyan ve ayırt edebilen, bunları çocukların gelişimsel özellikleri doğrultusunda uygulayabilen bir öğretmen ise çocuklara müziğin gizemli dünyasını keşfetmede yardımcı olabilecek ve özel yeteneklerini ortaya çıkarmayı başarabilecektir.
Ses ve müzik doğumla beraber,hatta bazı araştırmaların kanıtladığı gibi henüz anne karnında iken çocuğun yaşamına girmekte ve etkilemektedir. Bu etkileme annenin söylediği ninni ile başlar ve gitgide çevreden,radyodan,televizyondan duyduğu; evde,okulda, sokakta duyup öğrendiği ve söylediği müzikle beslenir.

Her çocuk müziğe aynı ölçüde yetenekli değildir.Fakat bütün çocuklar müziği severler. Bu konuda araştırma yapan bilim adamlarına göre,çok üstün yetenekli çocuklar ve çok yeteneksiz çoçuklar istisna kabul edilmektedir. Bu istisnalar dışında kalan bütün çocuklar,az yada çok müziğe yetenekli sayılmaktadırlar. Ancak bu yeteneğin gelişimi büyük ölçüde içinde bulundukları ortama bağlıdır. Yetiştirmeye elverişli ortam ve koşullar bulunamazsa çocuk üstün yetenekli de olsa müzik sanatçısı olamaz.


http://www.birbilenedanisin.com/muzik-etkinlikleri/18087-okul-oncesi-egitimde-muzigin-onemi.html